7 Haziran 2021 Pazartesi

Sahih ve Uydurma İsimlere Dair

Bu yazıda heva ve hevesten, herhangi bir delile dayanmaksızın oluşturulan kanaatlerden bahsetmeye çalıştığım 3-4 tweet zincirini birleştirmeye, sonrasında da tweetlerde olmayan bazı eklemeler yapmaya çalıştım. Yazıyı bu ham haliyle bırakıp daha sonra bu konuya daha derli toplu değinen bir yazı yazmayı planlıyorum.

Omurga: https://twitter.com/benmbs/status/1133134003358318592

Seçimlere dair: https://twitter.com/benmbs/status/1138018968072085504 > https://benmbs.blogspot.com/2020/09/secimler-secim-secmek-ve-atanmslar.html

Ayetler: https://twitter.com/benmbs/status/1104850826554691584

Kur’an soslu siyaset: https://twitter.com/benmbs/status/1140932442968219649

 

---

 

 Sahih ve Uydurma İsimlere Dair


Araf 71: “Rabb'inizin azabı ve öfkesi, hakkınızda kesinleşti. Haklarında Allah'ın hiçbir yetki belgesi indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı İSİMLER hakkında benimle tartışıyor musunuz? Bekleyin öyleyse! Kuşkusuz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.' dedi.”

 

@Cihancetinkya: https://twitter.com/Cihancetinkya/status/1133109156595032064

Türkçe'de "idol" Fransızca'daki 'idole' sözcüğü, yalancı tanrı, tapınılan kimse, manâsındadır. Eski Yunanca eídolon, 'είδολον" sözcüğünden alıntıdır. Yani bir tanrı icat etmektir. Genelde Kapitalizm, özelde Pozitivizm'in ihtiyaç duyduğu bir çeşit tanrı.

 

Uydurulan isimlere dair:

@nurdan_nnn: https://twitter.com/nurdan_nnn/status/1108351913752449026

“Anladığım kadarıyla aslen Farsça olan "nam" (yani şan, şöhret, isim) kelimesiyle İngilizcedeki "name" aynı. Arapçada da "isim" şeklinde.

Hatta "namus" kelimesinin İngilizcedeki karşılıklarından biri good "name"dir. Asıl Eski Yunanca nomos yani "düzen, kanun"dan geldiği söyleniyor”

 

Sağ olsun çevirmenlerin birbirinden ayrı çevirip, anlaşılmaz ettiği bir ayette (Enfal 42) -bağlamından emin olmadığım- bir ifade var: “Yaşayan bir delil üzerine yaşasın, helak olan bir delil üzerine helak olsun.”

Maide 90: Ey iman edenler! Hamr,  kumar,  dikili taşlar ve şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.

Maide 90 ikonaları (kutsiyet ve değer atfedilmiş, putlaştırılmış nesneleri) yasaklar. Neden? El Hakim ve El Kuddüs olan Allah'tır da ondan. İnsanın mukaddes atama yetkisi yoktur. Kutsiyet, Allah'tan gelir. Kutsalımızı o belirler. Atalarımızım taktığı isimleri sahiplenmeden önce, düşünelim "Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?"

Birtakım ideolojileri Kur'an'a onatma gayreti de unutulmamalı. İdeolojileri Kur’an’a onatmak da bir çeşit sahte değer yüceltmesidir. İslam dışı kutsal olduğu zannedilenlere şunları örnek verebiliriz:

·         Kültür

·         Düşünce, akım

·         Devlet, anayasa, kanun vs

Misal;

·         “Kültürümüzde ana babaya saygı var”

·         “Atatürkçülük sahte dinle mücadele yöntemidir”

·         “Aslında velayet kanunları Kur'an'a uygun gibi”

 

Maide 41’deki “Eğer bu size verilirse onu alın, eğer bu verilmezse sakının” ibaresiyle ideolojiyi Kur'an'a onatma gayretini birbirine yakın görüyorum. Burada da bir nevi Kur’an dışı değer atfedilmiş düşünceyi, fikri, öğretiyi Kur’an’a onaylatıp sahte değer üretme, yerini sağlamlaştırma gayreti var gibi durmakta.

Maide 41: Ey Resul! Küfre koşuşanlar seni üzmesin. O kimseler ki ağızlarıyla inandık dedikleri halde, kalben inanmadılar. Ve bir de yalan uydurmak amacıyla kasıtlı dinleyen Yahudiler, sana gelmeyen başka bir toplum adına casusluk yapmak için dinlerler. Sözleri bağlamlarından kopararak değiştiriyorlar: "Eğer bu size verilirse onu alın, eğer bu verilmezse sakının!" diyorlar. Allah, kimin fitneye düşmesini isterse, onun için Allah'a karşı elinden hiçbir şey gelmez. İşte onlar, Allah'ın kalplerini arındırmak istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada aşağılanma, ahirette de büyük bir azap vardır.

Necm 11: "Gönlü, gördüğünü yalanlamadı."

Allah, gördüğümüzü gönlümüze yalanlatmasın diyeyim artık...

 

Konuyla alakalı başka ayetler:

Bakara 204: İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır.

Furkan 43: İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?

Ali İmran 78: Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan bir şeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu, Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.

Bakara 174: "Allah'ın indirdiği kitabın bir kısmını gizleyenler ve onu az bir değere değişenler, karınlarına ateşten başka bir şey tıkmış olmazlar; kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onları temize çıkartmayacaktır; onlara acıklı bir azap vardır."

Araf 169: Onların yerine Kitap'a mirasçı olanlar, nasıl olsa bağışlanacağız diyerek dünyanın geçici menfaatlerini tercih ettiler; kendilerine buna benzer şeyler gelse, onu da tercih ederler. Onlardan, Kitap'a bağlı kalacaklarına ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyeceklerine dair söz alınmamış mıydı? Oysaki onlar, o Kitap'ta olanı okumuşlardı. Ahiret yurdu takva sahibi olanlar için daha hayırlıdır. Hala akletmeyecek misiniz?

 

Bir de, at olup "sistemi değiştirme" umudu olanlar var. (Burada alıntılanan tweet daha önce bloğa da aktardığım “Seçimler, seçim, seçmek ve atanmışlar” başlıklı yazıdan. Yazıyı okumak için: https://benmbs.blogspot.com/2020/09/secimler-secim-secmek-ve-atanmslar.html)

@benmbs: https://twitter.com/benmbs/status/1138018968072085504

"Müslümanların bazı dini teklifleri >tevhidin önünde tutarak< "hak ve özgürlük" mücadelesine kalkışmalarının temelinde "la ilahe illallah" sözünün siyasi rejimlerin gözünde oluşturduğu muhtemel tehlikeler vardır."

Mehmet Emin Akın - Kelime-i Tevhid Üzerine Düşünme,

 

Tersten soralım: Referansı Kur'an olmayan sistem içerisinde güya Kur'an referanslı -soslu- "siyaset" yapmaya razı mısın? En baştan beri mesele buydu.

@fatih_yasli: https://twitter.com/fatih_yasli/status/1140924658474192896

mesele de zaten belediye tesisi falan değil, siyasal islam'ın gündelik yaşamı belirlemesine, siyasal islam'ın kodları içerisinden siyaset yapmaya razı mısın değil misin, bu. buna razı olunuyorsa, zaten geçmiş olsun.

 

"Demokratik seçimle seçilmiş ihvan cumhurbaşkanı" cümlelerinden anlaşılıyor ki; "hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa fly Pan-Am drink Coca-Cola"

Millet kelimesi "yazdırmak, dikte ettirmek, kâtibe yazacağı şeyleri söylemek" manaları yanında "ulus, din, yol, toplum" gibi anlamlara da gelir. Onların kanuna uymadıkça memnun olmayacaklar. Allah'tan daha iyi hüküm verdikleri iddiasındalar.

Kalem 36-37: "•Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? •Yoksa bir kitabınız var da bu bilgileri oradan mı öğreniyorsunuz?"

Bakara 120: Yahudiler ve Hıristiyanlar,  sen onların milletlerine uymadıkça senden asla razı olmazlar. De ki: "Gerçek şu ki; doğru yol Allah'ın yoludur." Ve sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan; Allah'tan,  sana ne bir veli ne bir yardımcı bulabilirsin.

Kalem 1: Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına ant olsun ki,

Tur 2: Satır satır yazılmış Kitap'a (yemin olsun),

 

Ad vermek, mana atamaktır, sıfatlandırmaktır. İSİM sözcüğü tıpkı SEMA sözcüğü gibi SMW kökünden gelir ve yükseklik gibi bir anlamı vardır. Kökü Rad 33'le beraber okuduğumda kökün "yücelik bilgisi, değerler kümesi, kutsal" gibi anlamları olduğunu görüyorum.

Rad 33: Peki,  herkesin ne yaptığını gözeten O değil mi? Onlar yine de ilahlarını Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları istediğiniz isimle isimlendirin bakalım. Yoksa siz,  O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz?" Aslında gerçeği yalanlayan nankörlere planları güzel gösterildi de doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık ona hidayet edecek kimse olamaz.

Oysa isim vermek Allah'a ait bir haktır. Yusuf 40 ve Bakara 31'den bunu anlıyorum.

Zaten Allah, Adem'e BÜTÜN isimleri öğretmiştir... (Bakara 31) Yani, neyin kutsal olduğunu... Yani KAYYUM olan dini... O değerler kümesini.

Yusuf 40: Sizin,  O'nun yanı sıra kulluk ettiğiniz şeyler,  ancak sizin ve atalarınızın uydurup adlandırdığı şeylerdir. Allah,  onlara hiçbir sultan indirmedi. Hüküm yalnızca Allah'ındır; kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din yalnızca budur. Ancak insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.

 

---

 

Son söz: 

Yazıda bazı yerlerde anlamsal boşluklar ve kopukluklar görmüş olabilirsiniz, ki var. Bunun sebeplerinden birisi farklı zamanlarda farklı bağlamlarda yazılmış yazıları burada birleştirmem; bir diğeri eskiden anlamı daha çağrışımlarla yakalamaya çalışmam yani ayağı yere basmayan teviller yapmam, bir diğeriyse kurduğum bazı ilişkilerin zorlama olması.

Örneğin “satır satır yazılan kitaba and olsun” ayetleriyle millet kelimesinin “yazdırmak” anlamı arasında ilişki kurmam zorlama bir ilişki.

Zorlama ilişkilerden birisi “sema” kelimesine yönelik delilsiz tevilim.

Bir diğeri Adem’e öğretilen isimlerle ilgili yazdıklarım.

Okuyucu buranın kişisel bir dergi / derleme mecrası olduğunu unutmamalı. Yazılan şeylerde hatalar olabileceğini / olduğunu göz önünde bulundurmalı ve zorlama yorum gördüğü yerden uzaklaşmalı.

Bu yazıyı daha sonra daha derli toplu ve ayağı yere basan bir hale getirip bir başka platformda yayımlayacağım inşallah. O vakit geldiğinde buraya belki güncelleme atarım, belki bu yazıyı kaldırırım. Bilginize.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fena arkadaştan kaç, kaç!

“Fena arkadaştan kaç, kaç!” Furkan 28 - 30: ▪︎Eyvah! Keşke falancayı veli edinmeseydim! ▪︎Ant olsun ki bana öğüt geldiği halde, beni o sa...